Benim Dünyam "çakma" da olsa güzel

                                                                                      
Sinemada Uğur Yücel’i seven biri olarak son filmi “Benim Dünyam” ı izledim. Her sahnesi sinematografik açıdan baktığımızda kesinlikle görsel bir şölen havasında. Uğur Yücel’in oyunculuğu yine harika…
Beren Saat’i nedense hiç sevemediğim için filmdeki performansını da objektif olarak değerlendiremeyeceğimi düşünüyorum.

Ancak kör sağır ve dilsiz bir baş karakteri canladırmak gerçekten cesaret ister. O da bunu cesurca yapmış, oynamış. Bize de alkışlamak düşer. 

Bu film “çakma”… Bu film “çalıntı”… Bu film “imitasyon”… Bu film “aslında Türk filmi değil”…  

Yukarıdaki tüm cümleleri “Benim Dünyam” için kullanıldığını duydum… Ben de dilime getirdim. 

Filmin jeneriğinde ve bazı afişlerde (sinema girişlerindekilerde) Sangay Leela Bhansali’nin Black adlı filminden esinlendiği yazıyor. 

Black 2005 yılında yapılmış. Bizimkiler de “esinlenmiş” “uyarlamış”… Dünyada ise bu esinlenme ya da uyarlamaya “remake” deniliyor. 

Remake filmler Türkiye’de uzun senelerden beri yapılıyor. Eski arabesk şarkıcıları Mahzun Kırmızıgül ile Özcan Deniz’i “yönetmenmiş” gibi yapan filmleri de bunlar arasında. 

Yani “remake yap parayı kap” durumu var Türk sinemasında. Kapitalist bir bakışla bunu “doğal” olarak değerlendirebiliriz belki. Ancak sinema sever biri iseniz “neden?” sorusunu sormadan edemiyorsunuz. 

Bu kadar emek, eğer kabiliyetiniz var ise kendi öz filminiz için harcanamaz mı? Uğur Yücel’i sevmeme rağmen yukarıdaki soruyu sormadan geçemiyorum.