Akhisarlı köfteci dünya markalarına kafa tutuyor


Tabelalar çok şey anlatır. Rengi yazı karakteri, ebatı ışığı… herşeyi önemlidir sokakta duvarda veya asılabildiği yazılabildiği heryerde çok şey anlatır aslında.

Bu fotoğraf can sıkar

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 12 Haziran 2011 genel seçiminden sonra danışmanları ile makam odasında… Bu fotoğraf karesi devletin Anadolu Ajansı’ndan medyaya servis edildi. Herkes iyi niyetli mutlaka.

Türkçe Olimpiyatları’nın harika reklamları

“Türkçe” nin de bir olimpiyatı olacağını yıllar önce biri bana söyleseydi gülerdim heralde. Ama şimdi bu olimpiyatların insanı derinden etkileyen ve yüzünü gülümseten reklamları bile var.

Angelina Hatay'a, Türkan Sultan Simav'a

Angelina Jolie, Suriye’den kaçanların yanına geldi. Dünyaca ünlü yıldız dünyanın bir ucundan acı çeken insanların yanında olduğunu göstermek, biraz da moral vermek için bu ziyareti yaptı.

Milletvekilleri nasıl bir danışmanla çalışmalı

550 milletvekili yakında yemin ederek göreve başlayacak. Vekillerimiz bu dönem 2 danışmanı resmen yanlarında istihdam etme hakkına sahip olacak.

İnternetteki kimliğinize dikkat edin, araştırılıyor olabilirsiniz

 
Monster.com.tr işverenlerin işe alımlarda, adayların iş başvurularında interneti ne kadar etkin kullandığını araştırdı. Türkiye’nin önde gelen 155 şirketinin İnsan Kaynakları Yöneticileri ve 2100 adayla yapılan

Bir acı haber daha...

Akşam akşam acı haberler alıyorum. Toygun'un babasının ölüm haberinden sonra şimdi de Doğan Haber Ajansı istihbarat şefi olan arkadaşın Hasan Erşan'ın annesini kaybettiğini üzülerek öğrendim.

Hasan'ın annesi dün akşam kalp yetmezliğinden hayatını kaybetmiş. Hasan Mersin'li... Annesi Sema Erşan (77)  da bugün ikindi namazının ardından toprağa verilmiş.

Sevgili dostum anneciğinin mekanı cennet olsun. Başın sağolsun.

Gazeteci arkadaşımın acı günü

Hürriyet Gazetesi’nin ses getiren haberleriyle tanınan başarılı ve deneyimli polis muhabiri arkadaşım Toygun Atilla bugün babasını kaybetti. Babası emekli Astsubay Avni Atilla (70) yaşamını yitirdi.

Başbakan gündemi kanal 24 ekranından izliyor

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın AK Parti Genel Merkezi'ndeki çalışma ofisinde Reuters muhabirleri ile mülakatı vardı. Seçimin hemen ertesi günü gerçekleşen bu mülakat sırasında Başbakan'ın danışmanları çok önemli bir hata yaptı.


Televizyonu kapatmadan mülakat devam etti. O sırada da Reuters muhabiri odayı fotoğrafladı. Ekranda Başbakan'a yakınlığı ile bilinen haber kanalı 24 yayını vardı.


Dünyaca ünlü bu haber ajansı işte bu kareyi servise koydu, okurlara ulaştırdı.


Bu fotoğraf karesi iletişim dilinde çözümlendiğinde şu açıklama karşımıza geliyor: "Başbakan kendine yakın olan haber kanalını izliyor. Böylece canı sıkılmıyor. Başka alternatif bir kanalı izlese canı sıkılabilirdi.

AK Parti'ye oy verenler küfürü hak ettiler mi?


Seçim sonuçlandı ve bazı köşe yazarları ne nasıl yazacakları konusunda şaşkınlığa düştüler. Büyük komutanlar büyük savaşlarda ortaya çıkar. Köşe yazarının büyüğü de seçim arefesinde…

Bazen komutanlar hırsına yenilirler, düşmana değil. Köşe yazarları da öyle… Aşırı siyasallaşan zihinler, seçim ertesi sakinleşemediği için iletişim krizine neden olabiliyor. Tıpkı Sözcü gazetesinin yazarı Mehmet Türker gibi.  

Sözcü’nün yayın politikası muhaliflik üzerine. Mehmet Türker de önemli bir kalem bu anlamda gazete için. Ancak bugünkü yazısında AK Parti’ye oy veren seçmenleri öyle ağır bir şekilde eleştirdi ki… (Aşağıda yazıyı okuyacaksınız)

İletişim bilimi açısından ele alındığında bu yazıyı okuyan AK Parti’ye oy veren seçmenler şu soruyu sorma hakkına sahipler: 
“Eğer ortada ifade ettiğiniz şekilde iktidar ve halk arasında bir ilişki var ise siz bundan nasibinizi almadınız mı? Başka bir ülkede olmadığınıza ve bu ilişkiye siz de maruz kaldığınıza göre ve buna rağmen AK Parti’ye oy vermediğinize göre, o malum atasözünün değişmesi gerekmez mi?”

Mehmet Türker, bugünden itibaren daha da ünlendi bu yazısıyla elbette. Hani reklamın iyisi kötüsü olmaz denir… Bakalım bu küfürle gelen ünlenmenin sonu nereye varacak. Büyük bir iletişim hatası Mehmet Türker’e nasıl bir getiri ya da götürü sağlayacak?

Köşe yazarları daha sakin olmalı ve zekice yazılarla okurlarına mesaj vermeliler. Küfür edebiyatı o dakika yazanı ve belli bir kitleyi mutlu edebilir. Ancak tarihte büyük komutanlar zaferlerini küfür ederek değil, gerçekten sabırla savaşarak kazanmışlardır. Sabırla savaşamayanlar ise meydanlarda inleye inleye can vermişlerdir. 
Mehmet Türker’in yazısından alıntı:  

İşte o tekerleme:

"Kör bile aynı kuyuya iki defa düşmez!.. Türkiye’de ise aynı kuyuya üçüncü defa düşenler AKP’yi üçüncü defa iktidara getirdiler!... Demek ki "deveyi diken" diye başlayan (gerisini siz bilirsiniz) o tekerleme doğruymuş!... "

"DEVEYİ DİKEN LAFI HAKLILIĞINI GÖSTERDİ"

Türker, "Deveyi diken" diye başlayan lafının haklı olduğunu, Hopa ve ’ağlayan çiftçi’ manzaralarını örnek göstererek şöyle anlattı:

"Recep Bey, Hopa’ya gitti, partisine tepki gösterenleri "eşkiya" ilan etti!.. Gösterilerde hayatını kaybeden "Hopa’nın sevgili öğretmeninin" arkasından konuştu, onu adam yerine bile koymadı!..   Herkes AKP’nin Hopa’dan sıfır çekmesini beklerken, oradan bile yüzde 35 oy aldı!..

Çiftçi gübre diye ağlıyordu, mazot diye ağlıyordu, elektrik borcu diye ağlıyordu "Traktörümü satmak zorunda kaldım" diye ağlıyordu!.. Bu ağlaşan çiftçilerin yaşadığı Orta Anadolu’dan AKP neredeyse tulum çıkardı!..

Bu da "Deveyi diken" diye başlayan lafın haklılığını gösterdi!.. "

Toplumsal iletişime örnek olacak sosyolojik tespiti Hülya Avşar yapmış

AK PARTİ RAKET BİZ TOP 

Helal olsun AKP'ye! Görünen şu ki korsan başörtülülerden sonra korsan Atatürkçüler de varmış aramızda. İnanın, seçim sonuçlanıncaya kadar kiminle konuşsam CHP diyor, başka bir şey demiyordu. Hatta koalisyondan bahsedenler bile vardı. Ancak gördüğünüz gibi; yine ve daima AKP.

GİDERSE ARKASINDAN AĞLAYACAĞIZ


Bu sefer kimse ağzını açıp hile var bile diyemedi. Çaktırmadan gidişattan memnun olanlar, şimdilik oyum AKP'ye diyemiyor; ama oyunu veriyor tıpış tıpış.


Hislerim bana şunu söylüyor: Bundan sonraki seçimlerde Sayın Erdoğan başbakanlıktan vazgeçecek ve bizler ne yapacağımız şaşırıp, arkasından "bizi bırakma" diye ağlayacağız.

ARTIK KİMSE TUTAMAZ


AKP'yi artık kimse tutamaz. Her ne olursa olsun, bu sonuç hepimize hayırlı olur umarım.


Bu durumda bize; "Lütfen AKP, sınavlarda adalet olsun, gençlerimizin hakkı yenmesin. İşsizliğe de çare bulun lütfen. Annemiz de kalsın yanımızda. Bir de çocuk sayısını ikiye indirsek, biraz zorlanıyoruz da... " demek düşüyor.

Kaynak : www.acunn.com

Gazeteci dostum Yaşar Gürsoy'un yeni kitabı

Gazeteci ve televizyoncu Yaşar Gürsoy'un yazdığı "Atatürk ve Can Yoldaşı Nuri Conker" isimli kitap, Haziran'ın ilk gününden itibaren tüm kitapçılarda yerini aldı.
Karikatür: Latif Demirci

Seçimde reklam kampanyaları

Türkiye bir seçim dönemini daha AK Parti'nin zaferiyle geride bırakırken, hem kazanan hem de kaybeden partiler şapkalarını önlerine koyup neyi doğru neyi yanlış yaptıklarını uzun uzun analiz edecekler. Aday listeleri, verilen ve verilmeyen vaatler, liderlik karizması ya da karizma yoksunluğu vb. birçok konu partilerin yönetici kadrolarının zihnini yoracak.

AK Parti'nin 9 yılda yaptığı icraatleri işlediği reklamlarla seçmenin karşısına çıktığı 2011 seçim kampanyası döneminde, CHP'yi ise "CHP Varsa Herkes İçin Var" temalı, Kılıçdaroğlu'nun buğulu sesiyle birleşen dramatik müzikler eşliğinde gördük ekranlarda... MHP ise yok denecek kadar az konuk oldu evlerimize...

HAYALDİ GERÇEK OLDU
Seçim sonuçlarından da anlaşılacağı gibi 2011 seçim kampanyası döneminin en başarılı reklamlarını AK Parti hazırladı.

İktidar partisinin reklam kampanyasını başarılı kılan iki temel özellik vardı: Birincisi; Reklam ve sloganlar 9 yıllık başarılı icraatlerin üzerine kuruluydu. AK Parti icraatlerini anlatan reklamlar vatandaş üzerinde "Yaptıklarımız yapacaklarımızın teminatıdır" şeklinde bir algı yarattı. İkincisi ise; slogan ve şarkı seçimiydi. "Hayaldi Gerçek Oldu" herkese dokunan bir slogan olarak öne çıktı. Hafızalara kazınan sloganın seçim kampanyası için hayati önemini, Obama'nın ABD Başkanlık seçimi kampanya döneminde kullandığı "Yes We Can" sloganını hatırlatarak vurgulamak yerinde olur.

KAMPANYANIN YILDIZI: HAYDİ BİR DAHA
AK Parti'nin 2011 seçim kampanyası için yaptırdığı ve Türkiye'nin birlik ve bütünlüğüne çokça vurgu yapan "Haydi Bir Daha" adlı seçim şarkısı da 2011 seçim kampanyasının yıldızı oldu. Özhan Eren'in yaptığı etkileyici şarkı, AK Parti karşıtları da dahil herkesin dilindeydi...

Tüm bunlardan hareketle şunu söyleyebiliriz ki; AK Parti'nin reklam kampanyasını yürüten Erol Olçok'un yönetimindeki Arter Ajans, başarılı bir iş çıkardı.

CHP'NİN REKLAMLARI KENTLİ ORTA SINIFI UNUTTU
Gelelim CHP'nin seçim reklamlarına... Kılıçdaroğlu'nun partisi 2011 seçim kampanyası için hazırlattığı reklamlarda tüm mesajlarını en yoksula hitap edecek şekilde verdi. CHP'nin kemik oylarının önemli bir bölümünü oluşturan kentli orta sınıfı deyim yerindeyse unuttu ve bu kesimlerin yaşam standartlarını daha yukarı taşıyacak projelere reklamlarında yer vermedi. Aile Sigortası ile yoksul ailelere 600 TL. maaş ve emeklilere yönelik intibak yasası sözü dışında CHP'nin reklamları ekonomik ve sosyal olarak daha iyi bir Türkiye vaadi çağrıştırmadı. En önemlisi ise AK Parti'nin aksine CHP, halka dokunacak, tüm kitlelerin diline dolanacak sloganlar üretemedi. Böyle olunca da seçim kampanyasında AK Parti karşısında sınıfta kalması kaçınılmaz oldu.

Hıncal Uluç'un "oy"unda mürekkep hatası

Bazı yazarlar oylarının rengini açıkladı. Ama benim dikkatimi en çok Hıncal Uluç’un tercihi değil de bunu açıklarken kullandığı dil çekti.