Dijital çağda
“kağıtsız kitaplar” günden güne çoğalırken, bunların arasında “Küçük Oda Dokuz
Pencere” adlı kitap dikkat çekiyor. Alp Şentürk ilk kitabını neden kağıtsız bir
ortamda okurlara sundu?
Bu sorunun
cevabını bilmiyorum. Ancak yazarlık hayatındaki ilk eserine ulaşılabilme ve
okunabilme avantajları sağladığı da bir gerçek. Ne çok yazar vardır ki elinde
kitabı ile yayınevlerini gezmiş ama bastıramamıştır. Bastırdıysa da raflarda
bulmak güç olmuştur. Hadi diyelim raflara konuldu o kitap. Ama öyle bir
yerdedir ki okurun gözüne çarpması imkansızdır. Sözün kısası, kitabı yazmakla
bitmiyor yazarın işi. Okunmayan, okura ulaşmayan kitap ölü doğmuş bir bebek
gibidir.
Alp Şentürk’ün
ilk kitabıyla ilgili aşağıdaki linki tıkladığımda hikayelerden birkaç örneği
beğenerek bir çırpıda okudum.
“Küçük Oda
Dokuz Pencere” ilk olarak Apple iBooks
Store’da yayınlandı. Bu platformdaki ilk Türkçe kitaplardan… Kitabın
tanıtımında şu cümleler yer alıyor:
Depremle alt
üst olan bir hayat, hastalıkla boğuşan bir genç, depresyondaki bir kadın,
barlarda dolaşan bir yalnız, hayat arayışında bir robot, güzelliğinden bıkmış
bir sarışın, bağımlı bir mağara adamı, kıyamet günü ve bir kutu şampuan.
Dokuz öykü,
dokuz farklı pencere... Farklı zamanlar, farklı mekânlar, bambaşka
deneyimler... Buluşma noktasında ortak arayışlar, inişler, çıkışlar... Aşk ve
nefret, yaşam ve ölüm arasındaki ince çizgide gidip gelen hayatlara
dokunuyor Küçük Oda Dokuz Pencere.