AK Parti'ye oy verenler küfürü hak ettiler mi?


Seçim sonuçlandı ve bazı köşe yazarları ne nasıl yazacakları konusunda şaşkınlığa düştüler. Büyük komutanlar büyük savaşlarda ortaya çıkar. Köşe yazarının büyüğü de seçim arefesinde…

Bazen komutanlar hırsına yenilirler, düşmana değil. Köşe yazarları da öyle… Aşırı siyasallaşan zihinler, seçim ertesi sakinleşemediği için iletişim krizine neden olabiliyor. Tıpkı Sözcü gazetesinin yazarı Mehmet Türker gibi.  

Sözcü’nün yayın politikası muhaliflik üzerine. Mehmet Türker de önemli bir kalem bu anlamda gazete için. Ancak bugünkü yazısında AK Parti’ye oy veren seçmenleri öyle ağır bir şekilde eleştirdi ki… (Aşağıda yazıyı okuyacaksınız)

İletişim bilimi açısından ele alındığında bu yazıyı okuyan AK Parti’ye oy veren seçmenler şu soruyu sorma hakkına sahipler: 
“Eğer ortada ifade ettiğiniz şekilde iktidar ve halk arasında bir ilişki var ise siz bundan nasibinizi almadınız mı? Başka bir ülkede olmadığınıza ve bu ilişkiye siz de maruz kaldığınıza göre ve buna rağmen AK Parti’ye oy vermediğinize göre, o malum atasözünün değişmesi gerekmez mi?”

Mehmet Türker, bugünden itibaren daha da ünlendi bu yazısıyla elbette. Hani reklamın iyisi kötüsü olmaz denir… Bakalım bu küfürle gelen ünlenmenin sonu nereye varacak. Büyük bir iletişim hatası Mehmet Türker’e nasıl bir getiri ya da götürü sağlayacak?

Köşe yazarları daha sakin olmalı ve zekice yazılarla okurlarına mesaj vermeliler. Küfür edebiyatı o dakika yazanı ve belli bir kitleyi mutlu edebilir. Ancak tarihte büyük komutanlar zaferlerini küfür ederek değil, gerçekten sabırla savaşarak kazanmışlardır. Sabırla savaşamayanlar ise meydanlarda inleye inleye can vermişlerdir. 
Mehmet Türker’in yazısından alıntı:  

İşte o tekerleme:

"Kör bile aynı kuyuya iki defa düşmez!.. Türkiye’de ise aynı kuyuya üçüncü defa düşenler AKP’yi üçüncü defa iktidara getirdiler!... Demek ki "deveyi diken" diye başlayan (gerisini siz bilirsiniz) o tekerleme doğruymuş!... "

"DEVEYİ DİKEN LAFI HAKLILIĞINI GÖSTERDİ"

Türker, "Deveyi diken" diye başlayan lafının haklı olduğunu, Hopa ve ’ağlayan çiftçi’ manzaralarını örnek göstererek şöyle anlattı:

"Recep Bey, Hopa’ya gitti, partisine tepki gösterenleri "eşkiya" ilan etti!.. Gösterilerde hayatını kaybeden "Hopa’nın sevgili öğretmeninin" arkasından konuştu, onu adam yerine bile koymadı!..   Herkes AKP’nin Hopa’dan sıfır çekmesini beklerken, oradan bile yüzde 35 oy aldı!..

Çiftçi gübre diye ağlıyordu, mazot diye ağlıyordu, elektrik borcu diye ağlıyordu "Traktörümü satmak zorunda kaldım" diye ağlıyordu!.. Bu ağlaşan çiftçilerin yaşadığı Orta Anadolu’dan AKP neredeyse tulum çıkardı!..

Bu da "Deveyi diken" diye başlayan lafın haklılığını gösterdi!.. "