Bu fotoğraf can sıkar

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 12 Haziran 2011 genel seçiminden sonra danışmanları ile makam odasında… Bu fotoğraf karesi devletin Anadolu Ajansı’ndan medyaya servis edildi. Herkes iyi niyetli mutlaka. Yoksa bir iletişim danışmanına ve beden dili uzmanına bu fotoğraf gösterilseydi bu fotoğraftaki negatif mesajlar tek tek sıralanırdı…
Seneler önce Necmettin Erbakan’ın abdest alırken ayağına ibrikle su döken ve ayağını yıkayan korumaları, danışmanlarının bulunduğu bir fotoğraf karesi vardı. Hala akıllardadır. O kare ile Başbakan Erdoğan’ın bulunduğu kare aynı değil elbette. Ama pskilojik mesajdaki negatiflikler aynı.
Şu notu da düşeyim, inanın diğen başbakanlarda ya da parti genel başkanlarında bu kare o kadar normal ki… İşler böyle yürüyor, beden dilleri hep böyle konuşuyor. O nedenle Başbakan’ı eleştirmekten çok sistemi eleştirmek gerekiyor belki de.
El pençe divan duran danışmanlar… başbakan makamında oturuyor. Başbakan ayakta olsa karşılıklı bir iletişim yarım da olsa söz konusu olacak. Danışmanların tamamen itaat ifadesini anlatan beden dilleri önemini biraz da olsun kaybedecek. Başbakan’ın baskın karakterini bilmeyen yok. Bu karakter fotoğrafta bariz ortada. Bu rahatsız edici bir durum mu? Başbakan Erdoğan rol yapmıyor. Kararlı ve baskın karakteri her an ortada. Ancak eleştiri alabilecek durum, danışmanlarının kendilerini rahat hissetmediği bir ortamda fikirlerini görüşlerini rahat ifade edip edemeyecekleri… Başbakan sanki danışmıyor da dikte ediyor gibi… Başbakan dikte de edebilir ayrıca bu bir sorun değil. Ancak fotoğraf kareleri tek başına hafızada yer alırlar. O tek anlık ifade pek çok beyinde negatif mesaj içereceği için bunu pozitife çevirmek için saatler süren film çekmek gerekebilir.
İlla medyaya bu tür konuda fotoğraf servisi yapılacaksa, oturma düzeni şöyle olabilirdi: Başbakan makamında, diğer danışmanları da makam önündeki koltuklarda… O zaman başbakan danışmanlarına bağırsa da çağırsa da dikte de etse onları dinlemese de biz bunu algılayamazdık.
Ancak bu fotoğrafta Başbakan “Sizi çok seviyorum sevgili danışmanlarım” diyor olsa bile biz bunu asla öyle algılamayacağız.