Deniz ortasında çalışma ofisi: "Oh mis"

Geçen gün turizmci arkadaşım Devrim Kartal’ı aradım. Bir kahvesini içip hem hasret giderelim hem de iş güç konuşalım istedim. Ofisi Çengelköy’de. Ancak Devrim, Temmuz sıcaklarından bunalmış, ofisini denizin ortasına taşımış (!)

Devrim, deniz aşığı bir adam. Kalamış Marina’daki yelkenlisi Didoş’ta buluştuk. Masaya laptopunu koymuş, elinde cep telefonu; Amerika’dan gelen turistleri Yunan Adaları’na gönderiyordu.
Kısa şortu ve tişörtü ile Devrim’i bu Temmuz sıcağında kıskanmamak mümkün değil. Püfür püfür deniz havası, sessizlik ve biraz da soğuk içecek. Daha ne isterki insan?

Devrim, özellikle yurtdışından gelen turistler için turlar düzenliyor. Anadolu’nun tarihi yerlerine, İstanbul’un güzelliklerine ve Yunan Adaları’na geziler düzenliyor. Özellikle Amerikalı yaşlı turistler için guletlerle düzenlediği Yunan Adaları gezileri Devrim’i Amerika’da tanınır hale getirmiş. Turistler Devrim’in verdiği kaliteli hizmeti ve tecrübesini öve öve bitiremiyor, diğer dostlarına öneriyorlarmış.
Kalamış Marina’da ben de 1 saat kadar güzel bir mola vermiş oldum. Hafif esen rüzgar… Devrim “Hadi açılalım Adalar’a doğru bir tur yapalım” diyor. Ben “İşlerim var, karşıya geçeceğim” diyerek, bu teklifini “alacak” haneme yazıp teşekkür ediyorum: “Sevgili dostum, işlerin güzel ve keyifli olsun. Denizde de yelkenin pupa, rüzgarın sana göre olsun”