GSM operatörleri pazardaki paylarını arttırmak için akıl almaz bütçelerle reklam harcaması yapıyorlar. Şehirlerin önemli meydanları, caddeleri de bu kavgaya sahne oluyor. Taksim Meydanı’nda Vodafone “Uluslar arası İletişim Herkesin Hakkı” sloganıyla dev bir bilboardla tüketicilere “ben burdayım” diyor. Turkcell ise Sertap Erener’li “4 çeker” kampanyasını duvara taşıyor. Her iki tasarım da dikkat çekici. Vodafone’un bilboardu büyüklükte Turkcell’i solluyor.
Ancak Taksim ve Beyoğlu’nu bilenler bu bölgede Turkcell’in açık alandaki üstünlüğünün yıllardır şahididir. Tarlabaşı’nda merkezi bulunan Turkcell, İstiklal Caddesi’ni ve çevresini bir dönem öyle bir kullandı ki, başınızı nereye çevirseniz o sevimli “selocanlara” ve “salyangozlara” rastlıyordunuz. Turkcell bu bölgede ev sahibi. Dolayısıyla deplasmanda olan diğer GSM şirketleri dönem dönem daha büyük bilboardlarla bu pazar kavgasında ayakta durmaya çalışıyor.
Her ne olursa olsun, Taksim ve Beyoğlu’ndaki bu kavgada “galiptir bu yolda mağlup” sözü misali aslında kaybeden yok. Sadece daha avantajlı olan var.
Turkcell ev sahibi avantajını daha yaratıcı ve etkileyici açık hava reklamları ile devam ettirmeli. Ve şunu merak ediyorum: “Neden reklamcılar sadece Beyoğlu’na, Taksim’e özel o bölgenin atmosferine uygun bir çalışma yapmıyorlar?”
Oralara insanlar, eğlenceye, gezmeye gidiyor. Genç nüfus yoğunlukta. Hedef kitle öylesine belirginken, reklamcılar galiba yan gelip yatıyorlar. Benden söylemesi…
